Pandora'nın çevresi bir Alaycı kuzgun tarafından çevrilmişti ve ona yardım edebilecek tek kişi bendim.İnsanların beyinlerini durdurabilirdim çünkü bir zamanlar insandım,vampirlerin ve çaylakların zihinlerini durdurabilirdim çünkü ben bir çaylağım ve vampir olmama az kaldı. Ama Alaycı kuzgunlarla başa çıkmam çok zordu çünkü onlar yarı ölümsüzlerdi ve beyinlerini ele geçirmek o kadar zordu ki,kendime bile zarar verebilirdim.
Pandora'ya doğru koşarken ne yapacağımı düşünüyordum. Her ne pahasına olursa olsun onu kurtarmalıydım. Pandora'nın yanına geldiğimde kuzgunla gözgöze geldik. Gözleri bir insan gibi,duygulu bakıyorlardı ama kalbi karanlıkla çevrelenmişti. Onu sözle uyardım. "Özel gücümü bilmiyor olman imkansız. Çoğu kardeşini ben öldürdüm. Hemde ellerim bile değmeden! Anlıyor musun beni! Bizi rahat bırak,yoksa sende kardeşlerin gibi,ölürsün!" Son kelimeyi bastırarak söylemiştim. Ses tonum düşündüğümden daha sert ve kendine güvenli çıkmıştı. Kuzgunun beynine girdim,böylelikle yapacaklarından önceden haberim olacaktı. Bu sırada Pandora'nın elementleri çağırmaya başladığını gördüm ve ona, "Hayır Pandora. vBu kuzgun,elementleri rahatsız etmeye değmez. İşim iki saniye bile sürmeyecek,göreceksin. Korkma." dedim. slında söylediklerim bir bakıma yanlış,bir bakıma doğruydu. Elementleri rahatsız etmesine gerek yoktu,ama işim iki saniye sürmeyecekti. Pandora yavaşça arkama geçti ve elementlerin gücünü bana yoladı. Kuzgunla işim bittiğinde Pandora'ya teşekkür edecektim. Onun sayesinde olduğumdan daha güçlü hissediyordum. Ama gözlerimi kuzgundan alırsam bana saldıracaktı. Bunu biliyordum,çünkü o küçük beynini okuyabiliyordum. "Bunu sen istedin." dedim insansı gözlerine sertçe bakarak. Sonra tüm gücümü topladım. Kendi gücümü ve elementlerin gücünü birleştirerek,onun beynini durdurmaya çalıştım. Ne yapmaya çalıştığımı ilk başta anlayamamıştı,anladığı zaman ise çok geçti.Kanatlarını havada zor tutuyordu. En sonunda kanatlarını indirdi ve yere indi.
Beynini durdurmaya çalışırken bende başımı duvarlara vurmak istiyordum,çünkü beynini durdurabilmem için beyninin içinde olmam gerekiyordu ve bu da onun çektiği acıyı bana çektiriyordu. En sonunda beyninin durduğunu hissettim. Ya da durmamıştı,ama bir kaç dakikaya kendiliğinden duracaktı zaten. Tüm organları durmuştu çünkü. Beyninin çalışması gibi bir ihtimal yoktu. Onunla uğraşmayı bırakında yere yığıldım.
Uyandığımda revirdeydim. Pandora uyandığımı fark edince hemen yanıma geldi. "Ne oluyor Pandora?Neden revirdeyim?" diye sordum ona. Pandora "Hatırlamıyor musun yoksa ? Bu aptal arkadaşını kurtarmak için kendini öldürüyordun. Kuzgunu öldürdün benim için,Roxanne. Sonra da yere yığıldın.Bana her şeyi anlat. Neden yere yığıldın ?" dedi. Olanları hatırlayınca yüzümü buruşturdum ve konuşmaya başladım. "Sen beni hiç birini öldürürken görmemiştin değil mi ?" dedim. Evet der gibi kafasını salladı ve ben de devam ettim. "Şimdiye kadar hiç bir çaylağı ya da vampiri öldürmedim,ama bunu denemesem bile bir kuzgunu öldürmekten daha kolay olacağından eminim. Çünkü ben bir çaylağım ve yakında bir vampir olacağım. Ama asla bir kuzgun olmadım,bu yüzden beyinlerinin nasıl çalıştığını bilmiyorum ve zaten onlar yarı ölümsüzler. Bu beni en çok zorlayan şey oldu. Ama aynı zamanda yere yığılmamın asıl nedebi,birini öldürmeye çalışırken onun beynine girmeliyim,bu yüzden onun çektiği acıyı çekiyorum. Bugünde kuzgunun acısı yüzünden bu hale geldim. " Pandora'nın gözleri doldu. "Teşekkürler Roxanne. Sen olmasaydın belkide burada,durumu çok daha kötü bir şekilde yatan kişi ben olacaktım." Benimde gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Yattığım yerden zorlukla kalktım,her yanım acıyordu. "Pandora,senin için ölmeye bile hazırım derken ne hakkında konuştuğumu sanıyordun ? Bunu her zaman yaparım,çünkü sen olmzsan ben yokum zaten." dedim,yanaklarım ıslanmıştı. Havalı ve sinir bozucu halime bürünüp "Şimdi ağlamayı kes. Ağlamayı sevmediğimi biliyorsun ve beni de ağlatıyorsun. Hem ben bu rimeli ağlayınca aksın diye sürmedim,değil mi?" dedim. Pandora gözyaşları arasında gülümsedi ve bana sarıldı. O olmasaydı dünya benim için bir hiç olabilirdi. Sarılmasına karşılık verdim ve o an dostluğumuzun hiç bitmemesini diledim.